ÖZET
Sonuç:
Sarılık birçok hastalıkla ilişkili olarak saptansa da ülkemizde hala en sık viral hepatitlerle ilişkili olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bulgular:
Hastaların tanıları akut viral hepatit B (n=34), akut viral hepatit A (n=12), kronik HBV enfeksiyonu aktivasyonu (n=5), otoimmun hepatit (n=2), sıtma (n=2), akut viral hepatit E (n=1), leptospiroz (n=1) ve karaciğer apsesidir (n=1). A ve B viral hepatiti için yaş ortalaması ve kadın erkek dağılımı sırasıyla 33 ve yaklaşık 1/2’dir. Hastalarda risk faktörleri sorgulandığında viral hepatitler için %69 oranında risk faktörü tanımlanamamıştır. A viral hepatitinde %17 olguda şebeke suyu kullanımı, B viral hepatitinde %26 şüpheli cinsel temas, %8 diş tedavisi öyküsü saptanmıştır. Aile içi bulaş yedi olguda mevcuttur. Hastaların %15’inde bisitopeni, %84’ünde monositoz varlığı saptanmıştır. En yüksek biluribin değeri 44,6 mg/dL, ortalama 16 mg/dL’dir. Hastaların takipleri boyunca saptanan en yüksek ALT düzeyleri A ve B hepatitinde sırasıyla ortalama 3170 U/L (571-5304) ve ortalama 2891 U/L’dir (1400- 5525). İki hasta kaybedilirken bir hasta transplant için dış merkeze gönderilmiştir. Bu üç hastanın tanıları akut viral hepatit B ve otoimmun hepatittir.
Gereç ve Yöntemler:
Sarılıkla başvuran hastalarda, hastaneye yatma kriterleri olarak; genel durumun orta-kötü olması, karaciğer enzimlerinin >2000U/L olması, biluribin değerlerinin >5 mg/dL olması, koagülasyon parametrelerinin bozulmuş olması, ateş ve döküntü varlığı kabul edilmiştir. Hastaların yaş, cinsiyet, etiyoloji, bulaş yolları, fizik muayene, laboratuvar bulguları ve prognozları retrospektif olarak incelenmiştir.
Amaç:
Erişkinde hiperbilirubinemi; benign nedenlerden, hayatı tehdit edici nedenlere kadar geniş yelpazededir. Prehepatik, hepatik ve posthepatik olarak hiperbilirubinemiyi sınıflandırmak etyolojinin bulunmasını kolaylaştırmaktadır. İki yıllık dönemde sarılıkla izlenen 60 hastanın tanıları, etyolojiye yönelik risk faktörleri ve sonlanımları reprospektif olarak irdelenmiştir.