ÖZET
Amaç:
Kronik hepatit B virüsü (HBV) nedeni ile takip edilen doğurganlık çağındaki kadın hastalarda kronik karaciğer hastalığı gelişebilir, gebelik döneminde veya sonrasında alevlenmelere neden olabilir, bununla birlikte perinatal dönemde HBV bulaşı ile bebek infekte olabilir. Gebelik döneminde HBV enfeksiyonu için kullanımı onaylanmış bir antiviral ilaç yoktur. Bu nedenle, antiviral ilaç kullanırken gebe kalan kadınlarda tedaviyi sonlandırma ya da devam etme kararını vermek zordur. Bu çalışmada kronik HBV enfeksiyonu nedeniyle telbivudin tedavisi almakta iken gebe kalan ve tüm gebelik dönemi boyunca tedavi alan hastalarda telbivudinin ilk etapta güvenilirliğini daha sonra ise etkinliğini değerlendirmeyi amaçladık.
Gereç ve Yöntemler:
2010-2013 yılları arasında kronik HBV enfeksiyonu nedeniyle telbivudine tedavisi kullanırken gebe kalan ve tedaviye devam kararı verilen 21 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Tüm hastaların tedavi başlandığı andaki serum hepatit B yüzey antijeni, hepatit B zarf antijen, anti-HBe, HBV DNA, alanin aminotransferaz (ALT), aspartat aminotransferaz (AST) seviyeleri, hepatik aktivite indeksi ve fibrozis değerleri kaydedildi. Daha sonra hastaların gebelik başlangıcı, gebelik dönemi boyunca ve doğum sonrası 6. aya kadar 3’er ay ara ile serum hepatit B yüzey antijeni, hepatit B zarf antijen, anti-HBe, HBV, DNA, ALT, AST seviyeleri ölçüldü.
Bulgular:
Hastaların yaş ortalaması 28,9±6,3 (yaş aralığı: 18-41) idi. Tüm hastalar hepatit B zarf antijen negatif idi. Tedavi öncesi hepatik aktivite indeksi ortalama 9,4±1,6 (yaş aralığı: 7-13), fibrozis 3,2±0,8 (yaş aralığı: 2-5), serum HBV DNA düzeyi 3,5x105±2,8x105 IU/mL idi. Hastaların hiçbirinde ilaca bağlı yan etki görülmedi. İnfantların hepsi normal doğum ağırlığına sahipti ve hiçbirinde anomali saptanmadı. Ayrıca 28. haftanın sonunda infantların hiçbirinde hepatit B yüzey antijen pozitifliği mevcut değildi.
Sonuç:
Telbivudinin gebeliğin ilk trimesterinden itibaren kullanımı, hem anne hem fetus açısından güvenli, anneden infanta HBV geçişini önlemede de etkin görünmektedir. Bununla birlikte hasta sayısının daha fazla olduğu randomize kontrollü çalışmalara ihtiyaç vardır.