ÖZET

Hepatit delta virüs (HDV) enfeksiyonu tüm dünyada önemli bir sağlık ve ekonomik sorundur. Dünya çapında yaklaşık 15 milyon HDV hastası vardır ve küresel olarak tüm hepatit B virüs (HBV) enfeksiyonlarının %5-10’unu etkilemektedir. Kronik HDV enfeksiyonu, kronik HBV enfeksiyonuna kıyasla siroz hastalarında 3 kat daha fazla hepatosellüler kanser (HCC) ve 2 kat daha fazla karaciğer yetmezliğine neden olur. HDV hem HBV hem de HCV enfeksiyonundan daha fazla ekonomik yüke sahiptir. HDV enfeksiyonu HBV’nin aksine 5 yılda karaciğer sirozu, 10 yılda karaciğer kanserine ilerleyicidir. HDV enfeksiyonu için risk faktörleri; hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) pozitifliği, damar içi ilaç kullanımı, çok eşli cinsel davranışlar, anti-insan bağışıklık eksikliği virüsü (anti-HIV) pozitifliği, anti-HCV pozitifliği, erkeklerle cinsel ilişkiye giren erkekler, sağlık çalışanları, yüksek HBV enfeksiyonu endemik bölgelerden taşınan göçmenler, mahkumlar, hemofili hastaları, kötü hijyen koşulları ve düşük ekonomik gelir düzeyidir. Batı’dan Doğu’ya, HDV prevalansı hem kronik aktif hepatit (KAH), hem de siroz hastalarında artmıştır. Ancak Türkiye’de 1995 yılından sonra HDV enfeksiyonu prevalansı hem KAH hem de siroz için düşüş göstermiştir. Amazon havzası, Venezuela’da yaşayan yerli yaşam alanları ve Kolombiya’nın Santa Marta bölgesi HDV prevalansının en yüksek olduğu bölgelerdir. Yüksek HBV enfeksiyonu endemik bölgelerinden sanayileşmiş ülkelere göç nedeniyle, HBsAg taşıyıcılarında delta enfeksiyonu %5-10 oranında stabil olarak devam etmektedir. Parankimal karaciğer hastalıklarının hızlı ilerlemesini önlemek için her HBsAg pozitif hasta anti-delta antikoru açısından kontrol edilmelidir.