Seroprevalance of Hepatitis B, Hepatitis C, Human Immunodeficiency Virus and Syphilis Infections in Blood Donors
PDF
Cite
Share
Request
Research Article
P: 26-28
April 2012

Seroprevalance of Hepatitis B, Hepatitis C, Human Immunodeficiency Virus and Syphilis Infections in Blood Donors

Viral Hepat J 2012;18(1):26-28
1.
No information available.
No information available
PDF
Cite
Share
Request

ABSTRACT

Objective:

In this retrospective study we aimed to determine the prevalance of Hepatitis B, Hepatitis C, Human Immunodeficiency Virus Infections and Syphilis in blood donors between January 2009 and July 2011.

Materials and Methods:

HbsAg, Anti-HCV, Anti-HIV 1-2 and VDRL screening tests were examined by ELISA in 10568 blood donors aged between 18 and 64. The distrubution of results were evulated according to year, age, and gender.

Results:

HBsAg was positive in 144 (1.4%), anti-HCV in 17 (0.2%), anti-HIV in 3 (0.03) and VDRL in 71 (0.7%) of the patients during the study.

Conclusion:

In conclusions, the results were similar to that reported in recent studies in Turkiye.

Giris

Kan ve kan ürünleri transfüzyonu ile yapilan tedavilerde bir takim komplikasyonlarla karsilasilabilir. Bunlar immünolojik, immünolojik olmayan ve enfeksiyöz olmak üzere üç grupta incelenir. Enfeksiyonlar bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar ve prionlar ile bulasabilir. Uygulamada en önemli olan viral enfeksiyonlardir. Transfüzyon yolu ile basta insan immünyetmezlik virüsü (HIV), hepatit B virüsü (HBV) ve hepatit C virüsü (HCV) olmak üzere bazi virüsler transfüzyon güvenligi açisindan önem kazanmistir. Transfüzyon için güvenli kan hazirlamak, baslica donör sorgulamasi ve tarama testleri ile yapilmaya çalisilmaktadir. Bu nedenle ülkemizde kan ve kan ürünleri yasasi ile ilgili yönetmelik geregi donörlere uygulanmasi zorunlu olan standart testler HBsAg, anti- HCV, anti- HIV 1/2 ve sifilize yönelik (RPR/VDRL) taramalaridir. Ülkemizdeki kan donörlerinde HBV prevalansi %2,80-10,75, HCV prevalansi %0,0-1.5, HIV prevalansi %0-0,86, VDRL prevalansi ise %0,02-0,2 arasinda degismektedir (1,2). Bu retrospektif çalismada hastanemizdeki kan donörlerinde HBsAg, anti- HCV, anti- HIV ve VDRL prevalansinin ortaya konulmasi amaçlandi.

Gereç ve Yöntem

Hastanemiz kan merkezinde Ocak 2009-Temmuz 2011 tarihleri arasinda donör sorgu formu doldurulmus ve kan vericisi olarak uygun görülmüs donörlerde HBsAg, anti- HCV, anti- HIV 1-2 ve VDRL testleri ELISA (Abbott, kemiluminesans veya benzeri Architect) yöntemi ile çalisildi. Sonuçlarin yillara, donörlerin cinsiyet ve yaslarina göre dagilimlari belirlendi. Çalismada elde edilen bulgular degerlendirilirken, istatistiksel analizler için NCSS (Number Cruncher Statistical System) 2007&PASS 2008 Statistical Software (Utah, USA) programi kullanildi. Çalisma verileri degerlendirilirken tanimlayici istatistiksel metodlarin (ortalama, standart sapma) yani sira niceliksel verilerin karsilastirilmasinda normal dagilim gösteren parametrelerin iki grup arasi karsilastirmalarinda Student t test kullanildi. Niteliksel verilerin karsilastirilmasinda ise Ki-Kare testi kullanildi. Anlamlilik p<0,05 düzeyinde degerlendirildi.

Bulgular

Çalismada, 2,5 yillik süreç içerisinde yaslari 18 – 64 (34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,50,51,52) arasinda degisen 10568 (10151 erkek, 417 bayan) kan donörüne ait serum örnegi incelendi. HbsAg Sonuçlari Çalisma süresince 144 (4) hastada HBsAg pozitifligi tespit edildi. HBsAg sonuçlarinin yasa ve cinsiyete göre dagilimi Tablo 1’de gösterilmistir. HBsAg sonuçlari ile donör yasi ve cinsiyeti arasindaki iliski incelendiginde, aralarinda istatistiksel olarak anlamli fark saptanmamistir (5) (Tablo 1). Her iki cinste de HBsAg pozitiflik orani en fazla 2009 yilinda görülmekle beraber, yillara göre sonuç dagilimlari arasinda istatistiksel olarak anlamli fark saptanmamistir (5) (Tablo 2). HCV Sonuçlari Çalisma süresince 17 (2) hastada anti- HCV pozitifligi tespit edildi. Pozitif anti- HCV sonuçlari yas ve cinsiyete göre (Tablo 1), yillara göre (Tablo 2) degerledirildiginde sonuç dagilimlari aralarinda istatistiksel olarak anlamli farklik saptanmamistir (5). HIV Sonuçlari Çalisma süresince 3 (3) hastada anti-HIV pozitifligi tespit edildi. Anti-HIV sonuçlarinin yillara göre dagilimi Tablo 2’de gösterilmistir. Yillara göre sonuç dagilimlari arasinda istatistiksel olarak anlamli farklilik saptanmamistir (5). VDRL Sonuçlari Çalisma süresince 71 (7) hastada VDRL pozitifligi tespit edildi. VDRL sonuçlarinin yasa ve cinsiyete göre dagilimi Tablo 1’de gösterilmistir. Her iki cinste de VDRL pozitiflik orani en fazla 2010 yilinda görülmektedir (Tablo 2). Bununla birlikte kadin olgularda, yillara göre sonuç dagilimlari arasinda istatistiksel olarak anlamli farklilik bulunmamakla beraber (5), erkek olgularda yillara göre sonuç dagilimlari arasinda istatistiksel olarak anlamli farklilik saptanmistir (1) (Tablo 2) . VDRL sonuçlari ile donör yasi ve cinsiyeti arasindaki iliski incelendiginde, VDRL pozitif olan donörlerin yas ortalamasinin VDRL negatif olan donörlerden anlamli sekilde yüksek oldugu saptanmistir (1) (Tablo 1). VDRL pozitif olan donörlerin cinsiyetleri arasinda istatistiksel olarak anlamli farklilik saptanmamistir (5) (Tablo 1).

Tartisma

HBV, HCV ve HIV gibi enfeksiyonlarin temel geçis yolu kan ve kan ürünleri transfüzyonudur. Dünyada 450 milyon ülkemizde ise yaklasik 3 milyon HBV tasiyicisi oldugu tahmin edilmektedir (3). Kan donörlerinde HBsAg taranmasina ragmen transfüzyona bagli HBV enfeksiyonu gelisebilmektedir. Bunun sebepleri teknik yanlisliklar, donörün kuluçka döneminde olmasi, enfeksiyonun pencere dönemi, çok düsük miktarda virüs tasiyan kronik tasiyici olmasi, yüzey antijeni mutasyona ugramis bir HBV olmasi, hepatitin transfüzyon disi bir kaynaktan alinmis olmasi seklinde siralanabilir (4). Kizilay basta olmak üzere Türkiye’ deki kan merkezlerinde yapilan arastirmalar sonucunda 1985 – 1999 yillari arasinda HBsAg pozitifligi %5,2 iken, 2000 – 2005 yillari arasinda % 2,97 olarak saptanmis, günümüze geldikçe HBsAg pozitiflik oraninda azalma oldugu ve bu azalmanin istatistiksel olarak anlamli oldugu bildirilmistir(5). Son yillarda yapilan çalismalarla da HBsAg pozitiflik oraninda azalma oldugu ortaya konmustur (6,7). Çalismamizda HBsAg pozitifligi %1,4 olarak bulunmus olup bu oran son yillarda yapilan çalismalarda rapor edilen oranlarla uyumludur (8-11). Transfüzyonla bulasan hepatitlerin baslica etkeni HCV’ dir (3). HCV prevalansi çalisilan risk gruplarina göre farkliliklar göstermekle birlikte ülkemizdeki kan donörlerinde saptanan anti-HCV sikliginin % 1 i geçmedigi belirtilmektedir (4). Yapilan degisik çalismalarda bu oran % 0,05 ile %0,8 arasinda rapor edilmistir (6,7,8,9,7,8,9,10). Bizim çalismamizda bu oran %0,2 olarak bulunmustur ve ülkemizden bildirilen diger çalismalarla uyumludur. Avrupa, Kuzey Amerika, Dogu Asya ve Afrika ülkeleri ile karsilastirildiginda, ülkemizde görülen HIV oranlari daha düsüktür. Ülkemizde 1985 yilindan bu yana Anti-HIV testleri zorunlu olarak çalisilmaktadir (3). Türkiye’ nin degisik bölgelerinden rapor edilmis çalismalara göre kan donörlerinde anti-HIV pozitifligi %0-0,2 arasinda degismektedir (6). Bizim %0,03 olan anti-HIV pozitiflik oranimiz da diger çalismalarla uyumludur. Ayrica çalismamizda elde ettigimiz VDRL pozitiflik orani da (7) ülkemizde kan domörlerinde rapor edilenlerle uyumludur (6) (18,19). Sonuç olarak, son yillarda tespit edilen HBsAg pozitiflik oranlarinin ülke genelindeki daha önceki yillara göre düsük olmasi, halkin bilgilendirilmesi ve asi uygulamasinin yayginlasmasinin etkili oldugunu düsündürmektedir (5). 2000 yilindan bu yana Hepatit B asisinin rutin asi programinda olmasi ve ilk ögretimde yapilan asi kampanyalari nedeniyle toplumda asisiz kisi sayisi giderek daha da azalmaktadir. HBV, HCV ve HIV gibi infeksiyonlarin temel geçis yolu kan ve kan ürünleri transfüzyonudur. Rutin olarak transfüzyon öncesi bu testlerin uygulanmasi güvenli transfüzyonu saglamasi nedeniyle çok önemli olmakla birlikte, pozitif vakalarin saptanmasi bu kisiler ile ilgili tedavi olanaklarinin degerlendirilmesi halk sagligi açisindan da büyük önem arzetmektedir.

Ya­zisma Ad­re­si/Ad­dress for Cor­res­pon­den­ce:

Dr. Gül Karagöz, Ümraniye Egitim ve Arastirma Hastanesi, Enfeksiyon Hastaliklari Servisi, Istanbul, Türkiye

Tel.:

+90 505 751 26 88

Received/Gelis ta­ri­hi:

24.11.2011

Accepted/Ka­bul ta­ri­hi:

14.03.2012

Article is only available in PDF format. Show PDF
2024 ©️ Galenos Publishing House